ÇÖZELTİLER
Maddeler
doğada element, bileşik ve karışım halinde bulunabilirler. Karışımlar iki
şekilde oluşmaktadır. Karıştırılan maddeler birbirleri içersinde fiziksel bir
değişikliğe uğramıyorlarsa; bu tip karışımlara heterojen karışımlar
denir. Karıştırılan maddeler fiziksel değişikliğe uğruyorlarsa; bu tip
karışımlara homojen karışımlar denir. Homojen karışımlar çözeltilerdir.
Çözeltiler iki
kısımdan oluşmaktadır. Çözeltide çok bulunan madde çözücü, az bulunan madde
çözünendir.
Maddenin üç hali değişik şekillerde bir
araya gelerek çözelti oluşturabilirler.
|
Çözücü
|
Çözünen
|
Örnek
|
|||
Katı |
Katı |
Alaşımlar |
|
|||
Katı |
Sıvı |
Ag-Hg Karışımı |
|
|||
Katı |
Gaz |
H2’li
Pd |
|
|||
Sıvı |
Katı |
Tuzlu Su |
|
|||
Sıvı |
Sıvı |
Alkollü Su |
|
|||
Sıvı |
Gaz |
Gazoz |
|
|||
Gaz |
Katı |
Kükürtlü Hava |
|
|||
Gaz |
Sıvı |
Nemli Hava |
|
|||
Gaz |
Gaz |
Hava |
|
|||
|
|
|
|
|
|
|
·
Çözeltiler çözünenin çözünürlüğüne göre üçe
ayrılırlar.
a)Doymuş
Çözelti: Çözebileceği maksimum miktardaki maddeyi çözmüş olan çözeltidir.
ÇÖZELTİLER
01.02.
Elektrik Akımı İletmelerine Göre
01.03.
Çözünen Madde Miktarına Göre
03.
Çözeltilerin Donma ve Kaynama Noktaları
Bir maddenin başka bir madde tanecikleri
arasında, iyonlar ya da moleküller halinde, homojen
olarak dağılmasına çözünme denir. Bağıl miktarları çözünürlük sınırına kadar
değişebilen iki ya da daha çok maddeden oluşan
homojen karışıma çözelti denir.
Çözeltiler iki kısımdan oluşmaktadır. Çözeltide çok bulunan madde
çözücü, az bulunan
madde çözünendir
Çözelti türlerini üç ana başlık altında inceliyebiliriz.
01.01.Çözücünün
Durumuna Göre
1.
Elektrik akımını ileten çözeltiler: Çözünen madde çözünürken iyonlarına ayrılıyorsa böyle çözeltilere iyonik
çözeltiler denir. İyonlu çözeltiler elektrik akımını iletirler. Bu nedenle de
elektrolit çözeltiler olarak da bilinirler. Örnek olarak; asit, baz
çözeltileri, tuz çözeltileri verilebilir.
Tuz su içerisinde çözünürken Na+ ve Cl- iyonlarına ayrışır.
2.
Elektrik akımını iletmeyen
çözeltiler: Kovalent bağlı bileşikler çözücü
içerisinde çözünürken moleküller halinde dağılırlar. Bu tür çözeltiler elektrik
akımını iletmezler. Alkolün su içerisinde çözünmesi olayını örnek olarak
verebiliriz.
01.03.
Çözünen Madde Miktarına Göre:
1. Doymuş Çözeltiler:
Çözücünün çözebileceği maksimum maddeyi çözdüğü durumdur.
2. Aşırı doymuş
çözeltiler: Çözeltinin maksimum çözebileceği madde miktarından daha fazla madde
çözünmüş çözeltilerdir. Kararsızdırlar. Bir miktar çözünen madde çökerek
doymuş çözelti haline gelirler.
3. Doymamış
çözeltiler: Bir çözücünün çözebileceği maksimum maddeden daha azını çözdüğü
durumdur. Bu tip çözeltilere belli bir miktar daha çözünen atıldığı taktirde,
çözücü eklenen çözüneni de çözebilme kapasitesine sahiptir.
4. Seyreltik
çözelti:Az miktarda çözünen içeren çözeltilere seyreltik çözelti denir. Birim hacme düşen çözünen madde
miktarı ne kadar az ise, çözelti o kadar seyreltiktir.
5. Derişik çözelti: Çok
miktarda çözünen içeren çözeltilere derik çözelti
denir. Birim hacme düşen çözünen madde miktarı ne kadar fazla ise, çözelti o
kadar derişiktir.
Bir çözeltiye
bir miktar çözücü ilave edildiğinde veya bir miktar çözücü
buharlaştırıldığında, yüzde derişim değişir. Ancak çözünen madde miktarı
değişmez.
02. Çözeltilerin Özellikleri
Saf maddelerin kendine özgü erime
ve kaynama noktaları vardır.
Erime: Katı bir maddenin ısı enerjisi alarak
sıvı hale geçmesi olayıdır. Katı maddeler
ısıtıldıkları zaman taneciklerin kinetik enerjileri artar ve bundan dolayı
tanecikler arasındaki çekim kuvveti azalır. Böylece tanecikler birbirinden
uzaklaşır ve serbest hale gelir.
Katı bir maddenin sıvı hale geçmeye başladığı sıcaklığa ise erime sıcaklığı
denir. Erime süresince maddenin sıcaklığı sabit kalır. Bu arada verilen ısı
enerjisi cismin sıcaklığını yükseltmede değil
de hal değiştirmesinde kullanılır. Cisim tamamen eridikten sonra ısı
verilmeye devam edildiğinde ise sıvı hale geçen cismin sıcaklığı tekrar
yükselmeye başlar.
Bir katı
çözeltinin erimeye başladığı sıcaklık, saf çözücüsünün erime sıcaklığından
düşüktür.
Donma:
Sıvı bir maddenin ısı enerjisi vererek katı hale dönüşmesine donma denir.
Sıvının katı hale geçmeye başladığı sıcaklık
noktasına ise donma noktası denir. Donma olayı süresince sıcaklık sabit kalır.
Bir
maddenin sabit basınçta erime ve donma noktaları aynıdır. Buzun 0 ºC eriyip,
suyun 0º C’ de donması gibi.
Buharlaşma:
Sıvı maddelerin çevreden aldığı ısı sonucunda , sıvıyı oluşturan
taneciklerin kinetik enerjileri artar. Yüzeye yakın ve yüzeye dik olan
tanecikler bu kinetik enerji sayesinde, çevrenin çekim kuvvetini yenerek sıvı
fazdan gaz fazına geçerler. Bu olaya buharlaşma denir.
Yoğunlaşma:
Bir maddenin gaz halden sıvı hale geçmesine
yoğunlaşma, yoğunlaşmanın meydana geldiği sıcaklığa yoğunlaşma sıcaklığı denir.
Buhar fazına geçen taneciklerin sıvı yüzeyine çıkmadan önce
sıvı fazdaki taneciklere
yaptığı basınca buhar basıncı denir. Sıcaklık değişmediği sürece buhar basıncı da değişmez. Herhangi
bir sıvının sıcaklığı arttırılırsa, gaz fazına geçen moleküllerin sayısı
artacağından, sıcaklığa bağlı olarak buhar basıncı da artar. Sabit sıcaklıkta
sıvı – katı çözeltinin buhar basıncı, saf çözücüsünün buhar basıncından küçüktür.
Isıtılan bir sıvının buhar basıncı sürekli olarak artar.
Sıvının buhar basıncının dış basınca eşitlendiği anda bu artış durur. Bir
sıvının buhar basıncının dış buhar basıncına eşit olduğu anda kaynama olayı
başlar. Bu olayın gerçekleştiği sıcaklığada kaynama
sıcaklığı veya kaynama noktası denir. Kaynama süresince sıvının sıcaklığı
değişmez. Herhangi bir sıvının üzerine etkiyen dış basınç azaldıkça, kaynama
noktası düşer. Dış basınç arttıkça da kaynama noktası yükselir
Sıvıların
tanecikleri arasındaki çekim kuvvetinin kendine özgü olduğu bilinmektedir. Bu
nedenle tanecikleri arasındaki çekim kuvveti küçük olan sıvıların, buhar
basıncı büyük ve dolayısıyla kaynama noktası düşük olur. Böyle sıvılara uçucu
sıvılar denir. Tanecikleri arasındaki çekim kuvveti büyük olan sıvıların
ise buhar basıncı küçük ve kaynama noktası yüksek olur. Böyle sıvılara ise uçucu
olamayan sıvılar denir.
Bir çözeltiye
su eklenirse derişimi düşer, buhar basıncı artar, donma noktası yükselir.
İletkenliği azalır
03. Çözeltilerin Donma ve Kaynama Noktaları
Bir çözücüde, uçucu olmayan bir maddenin çözünmesi, onun
buhar basıncını düşürür.
Çünkü; çözünen madde tanecikleri birim yüzeydeki çözücü
taneciklerinin sayısını azaltır.
Bu durum çözücünün zor buharlaşmasına neden olur. Buhar
basıncının düşmesi de
kaynama noktasının yükselmesine sebep olur. Yani çözelti
saf çözücünün normal kaynama noktasında kaynamaz. Çözeltinin buhar
basıncını bir atmosfere çıkarmak için sıcaklığının çözücünün normal kaynama
sıcaklığının üstüne çıkarılması gerekir. Şu halde uçucu olmayan maddelerin
çözülmesiyle hazırlanan çözeltilerin kaynama noktaları saf çözücülerinkinden daha
yüksektir. Örneğin tuzlu suyun donma noktası saf suyun donma noktasından
küçüktür. %10’luk tuz çözeltisinin dona noktası -6 °C iken %20’lik tuz
çözeltisinin donma noktası -16 °C’ ye
düşer.
Kaynama noktasındaki yükselme çözeltideki çözünenin derişimi
ile orantılıdır. Aşağıdaki bağıntı bu ilişkiyi ifade etmektedir.
DTb=Kb x m
m:molalite
Kb: molal
kaynama noktası yükselmesi sabiti
Donma
noktasında katı ve sıvının buhar basıncı eşittir. Sıvı çözücü ile katı
çözücünün buhar basıncı eğrileri çözeltinin donma noktasında kesişir. Ancak bu
sıcaklıkta çözeltinin buhar basıncı saf çözücünün denge buhar basıncından daha
düşüktür. Çözeltinin buhar basıncı eğrisi, katı çözücünün buhar basıncı
eğrisini daha düşük bir sıcaklıkta keser. Bu nedenle, çözeltinin donma noktası,
saf çözücününkinden daha düşüktür. Otomobil radyatörlerinin suyuna eklenen etandiol(glikol) C2H4(OH)2
suyun donma noktasını düşürür. Bu da kışın otomobil motorlarının
içlerinde donan su ile çatlamasını önler böyle donma noktasını düşürerek
donmayı geciktiren maddelere antifiriz
denir.
Dona noktası düşmesi
de çözelti derişimine
ve çözücüye bağlıdır. Aşağıdaki bağıntı bu ilişkiyi ifade etmektedir.
DTf=Kf x m
m: molalite
Kf :molal
donma noktası düşmesi sabiti
Çözeltilerde kaynama noktası yükselmesi ve donma noktası
düşmesi maddenin türüne
bağlı değildir. Çözünen madde miktarına ve bunun çözeltide
oluşturacağı (molekül- iyon)
sayısına bağlıdır. Çözelti içindeki tanecik sayısı toplamı
arttıkça kaynama noktası
yükselir, donma noktası düşer.